Fatih Sultan Mehmed’in Bilim ve Sanata Verdiği Önem

0
14

Fatih’in Vakfiyesi ve Büyük Cihad

Fatih Sultan Mehmed, vakfiyesinde zaferlerini “küçük cihad” (cihâd-ı asgar), ülkesinin imarına yönelik yaptığı işleri ve bilimle sanatta ilerleme çabalarını ise “büyük cihad” (cihâd-ı ekber) olarak tanımlar. O, iki karanın ve iki denizin sultanı olmaktan çok, bilim ve sanatın koruyucusu olmayı tercih etmiştir. Bu, Fatih Sultan Mehmed’in sadece savaşçı değil, aynı zamanda kültür ve bilimdeki gelişmelere de büyük önem veren bir lider olduğunu gösterir. Fatih, yalnızca İstanbul’u fethedip imparatorluk kurmakla kalmamış, aynı zamanda bilimin, sanatın ve kültürün Doğu ile Batı arasında birleşeceği bir köprü kurma gayesini de gütmüştür Refîkî Amasya’dan Yükselen Bir Hattat.

İstanbul’u Bir Kültür ve Sanat Merkezi Yapmak

Fatih, İstanbul’un sadece binalarla, yollarla ve mimari yapılarla değil, aynı zamanda bilim ve kültürle de bir imparatorluk başkenti olacağını biliyordu. Şehri, gerçek anlamda bir başkent yapmak için yalnızca fiziksel yapılar değil, bilim insanları ve sanatçılar da gerekliydi. Bu yüzden dünyanın dört bir yanından âlimleri, şairleri, sanatçıları ve zanaatkârları İstanbul’a davet etti. Fatih, İstanbul’u bilim ve sanatın merkezi yaparak, şehrin sadece Osmanlı İmparatorluğu’na değil, tüm dünyaya örnek olmasını amaçladı.

Fatih’in Vakfiyesindeki İlke “Hünerli Bir Şehir Kurmak”

Fatih Sultan Mehmed’in vakfiyesinde geçen “Hüner bir şehr bünyâd eylemekdir, Reâyâ kalbin âbâd eylemekdir” ifadesi, Fatih’in vizyonunu çok iyi özetler. Bu ifadeyle, bir sultanın gerçek başarısının sadece şehir kurmakla değil, o şehirde halkın gönlünü kazanacak işler yapmakla mümkün olduğunu vurgular. Fatih’in İstanbul’u yeniden inşa etme çabası, işte bu anlayışa dayanıyordu. İstanbul’da kurduğu bütün kurumlar, halkın refahı ve huzuru için çalışmış ve Fatih’in bu ilkesine hizmet etmiştir.

Fatih’in Babası II. Murad ve Edebiyatın Gelişimi

Fatih Sultan Mehmed’in bilim, kültür ve edebiyatı teşvik etmesinin temelleri, babası II. Murad’ın dönemine dayanır. II. Murad, Osmanlılar arasında ilk defa şiir yazan ve bir divan sahibi olan sultandı. Edirne’deki sarayında, haftanın iki günü bilim insanları ve şairlerle toplantılar düzenlerdi. Murad, şairlere ve edebiyatçılara büyük değer verir, onlara aylık bağlayarak destek olurdu. Oğlu Fatih de bu geleneği sürdürmüş, şehzade olarak edebiyatçılarla toplantılar düzenleyerek bu geleneği Osmanlı İmparatorluğu’na kazandırmıştır Sofia Private Guided Tours.

Fatih ve Şairlere Desteği

Fatih Sultan Mehmed, şehzade olarak pek çok edebiyatçıyla bir araya gelmiş ve beğendiği şairlere maddi destek sağlamıştır. Fatih, özellikle Hint diyarındaki Hâce-i Cihân ve Herat’taki Molla Câmî gibi büyük âlimleri Osmanlı başkentine davet etmiş ve bu iki büyük şaire her yıl biner filori göndermiştir. Böylece, Osmanlı kültür hayatının gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır.

Sonuç olarak, Fatih Sultan Mehmed sadece askeri bir lider değil, aynı zamanda bilim ve sanatı geliştiren bir hükümdar olarak Osmanlı İmparatorluğu’nu kültürel açıdan da zirveye taşımıştır. İstanbul’u sadece bir başkent değil, tüm dünyaya örnek olacak bir kültür ve sanat merkezi haline getirme çabaları, onun vizyoner liderliğinin en önemli kanıtıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz